BM Genel Kurulu, 11 Temmuz’u Srebrenitsa Soykırımı’nı Anma Günü ilan etti
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda oylama yapıldı. Oturum, merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindeki yetkililer için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Oylamadan önce Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic karar taslağının “fazla siyasi” olduğunu söyledi.
Olayla bağlantılı bireysel suçluların cezalandırıldığını belirten Vucic, karar taslağının Bosna Hersek ve bölgenin istikrar ve birliğine katkı sağlamayacağını, tam tersine bölünmeleri artıracağını söyledi.
Vucic, Almanya'yı karar taslağını desteklemeyen ülkeleri tehdit etmekle suçlayarak, “Bunlar Avrupa'nın değerleri mi?” soruyu sordu.
KARAR TASLAĞI
Almanya ve Ruanda'nın sunduğu, Türkiye'nin yanı sıra 40'tan fazla ülkenin de ortak sunduğu karar tasarısı, 193 üyeli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 84 lehte oyla kabul edildi.
Tasarı 68 “çekimser” ve 19 “hayır” oyu aldı.
Kararda, Srebrenica soykırımının inkarı ve insanlığa karşı suçların, soykırımın ve savaş suçlularının yüceltilmesi kınanıyor.
Kararda, soykırım mağdurlarının kimliklerinin tespit edilmesi ve cenazelerine ulaşılması yönündeki çabaların sürdürülmesinin önemi vurgulanırken, Srebrenica soykırımının sorumluları olan ve henüz yargılanmamış olanların yargılanmasının sürdürülmesi çağrısında bulunuldu.
Kararda, her yıl 11 Temmuz gününün “Srebrenica Soykırımı Anma Günü” olarak kutlanması kararlaştırılarak, bu günün mağdurları anma, farkındalık ve eğitimi artırıcı etkinliklere yer verilmesi talep edildi.
Kararda, soykırım suçlularının cezalandırılmasında uluslararası hukuka uygun olarak hiçbir etnik, dini veya diğer grup veya toplumun hedef alınmadığı vurgulanarak, uluslararası hukukun üstünlüğünün önemi vurgulandı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda her ülkenin bir oy hakkı vardır. BM Güvenlik Konseyi'nin aksine hiçbir ülkenin veto yetkisi yoktur.
Bağlayıcı olmasa da, Genel Kurul kararları siyasi ağırlık taşıyor ve uluslararası topluma güçlü bir mesaj gönderiyor.
Sırplar ve Ruslar karşı karşıya
Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic 29 Mart'ta yaptığı açıklamada, tasarının asıl amacının Sırp halkını liberal ve bağımsız politikalarından dolayı cezalandırmak ve Kosova üzerinde daha fazla baskıya maruz bırakmak olduğunu söyledi.
Bosna-Hersek'in iki yanından biri olan Sırp Cumhuriyeti'nin (SC) Başkanı Milorad Dodik, şunları söyledi: “Orada yaşananlar savaşın yorgunluğu, nefreti ve acısının ardından meydana gelen bir suçtur ama bu bir soykırım değildir. Srebrenica'da soykırım yaşanmadı, bu 'korkunç söz' bizim değil, çocuklarımızın, torunlarımızındır.” Birilerinin omuzlarına yüklenmesi gereken bir sözdür.” şeklinde bir açıklama yaptı.
Dodik, BM Genel Kurulu'nda Srebrenica soykırımı konusunda karar alınması halinde SC yetkililerinin Srebrenica'da toplanıp buranın “kendilerine ait” olduğunu göstereceklerini söylemişti.
Sırbistan Ulusal Meclisi Başkanı Ana Brnabic de Sırbistan'ın BM'de bu tür eylemlere karşı çıkacağını belirtti.
Rusya'nın Birleşmiş Milletler daimi temsilcisi Vassily Nebenzia, tasarının meseleyi “tek taraflı” olarak ele aldığını söyledi.
SREBRENİTSA'YA NE OLDU?
Ratko Mladiç komutasındaki Sırp birliklerinin 11 Temmuz 1995'te Srebrenica'yı işgal etmesinden kısa bir süre sonra, BM'ye bağlı Hollandalı askerlere sığınan Bosnalı siviller Sırplara teslim edildi.
Bosnalı askerlerin kontrolündeki bölgeye kadın ve çocukların seyahat etmesine izin veren Sırplar, ormanlık alanlarda, fabrika ve depolarda en az 8 bin 372 Bosnalı erkeği öldürdü ve katledilen kişiler toplu mezarlara gömüldü.
Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı 2007'deki kararında, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (ICTY) delillerine uygun olarak Srebrenica ve çevresinde yaşananları “soykırım” olarak nitelendirdi.
Srebrenica soykırımında kimliği belirlenemeyen ve cenazelerine ulaşılamayan 1600'den fazla kişi hayatını kaybetti. (AA)