Hakkında soruşturma açılan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu AİHM kararlarıyla kendini savundu
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında bir televizyon kanalında yaptığı yorumlardan dolayı soruşturma açtı.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında bir televizyon kanalındaki konuşmasından dolayı soruşturma başlatıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hakkında dün bir televizyon kanalındaki canlı yayına bağlanarak yaptığı yorumlardan dolayı Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinde düzenlenen “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama” ve 216. maddesinde düzenlenen “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama” suçlarından soruşturma açıldığı kaydedildi.
Tanrıkulu katıldığı televizyon programında “Bu ordu değil mi 15 Temmuz da darbe girişimi yapan. Benim takip ettiğim davalar var, 15 köylüyü helikopterden atan Türk Silahlı Kuvvetleri değil miydi? Eleştirel yaklaşırız. Bizler de soru sorarız doğru olup olmadığını sorgularız. Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden bu tür şaibeler kalkar, kalkması amacıyla bunları sorarız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları var” ifadelerini kullanmıştı.
Tanrıkulu: Bunlar benim yargılarım değil AİHM kararları
Soruşturma sonrası Tanrıkulu sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Tanrıkulu konuşmasında sözünü ettiği olaylarla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının olduğunu söyledi.
AK Partililerin kendisine karşı kurumsal linç başlattıklarını savunan Tanrıkulu, “AKP’nin kuruluşundan önce gerçekleşmiş ve insanlığa karşı suç olduğu AİHM kararlarıyla sabit olan ‘Kürtlere karşı’ bu ağır ihlalleri, AKP milletvekillerinin ve yöneticilerinin kurumsal olarak linç kampanyası başlatmaları ve devlette devamlılık esastır prensibi üzerinden bunu sahiplenmeleri, AKP’nin derin devletin yeni sahibi olduğunun bir kez daha itirafıdır. Çetelerin, uyuşturucu kaçakçılarının, rantçıların peşine düşmesi gereken Ankara CBS’nın bir tatil günü hakkımda soruşturma başlatması ve kamuoyuna duyurması da göz ardı edilmemesi gereken bir uygulamadır” dedi.
Tanrıkulu, konuşmasında tepkilere neden olan olaylarla ilgili AİHM’in Türkiye’yi mahkum ettiğini vurgulayarak, “Aşağıda AİHM’in Türkiye’yi mahkum ettiği iki davadaki kararlarından kısa alıntılar aktarıyorum. İlkinde Ekim 1993 tarihinde Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı bir köyde 11 köylünün nasıl kaybettirildiğine ilişkin karar var. Devlet bu köylülerin helikopterle götürüldükten sonra kaybettirildiğini inkâr etmiş. Oysa kaybedilen 11 kişinin yakınları, akrabalarının helikoptere bindirildiğine tanıklar. Köylüler zorla kaybettirildi. İkinci dava Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağıllı köylerinin savaş uçaklarıyla bombalanması ve 33 köylünün öldürülmesine ilişkin AİHM kararı. Bunlar benim yargılarım değil, AİHM kararları, “ ifadelerini kullandı.
Milli Savunma Bakanlığı ‘iftira’ dedi
Millî Savunma Bakanlığı’ndan iftira başlığıyla yapılan açıklamada TSK’nın faaliyetlerinin uluslararası hukuka uygun ve şeffaf olduğu belirtilerek “Buna rağmen terör örgütlerinin insanlık dışı saldırılarına tepki koyamayanlar terör örgütünün farklı konulardaki alçakça yalanlarını sahiplenerek kahraman ordumuza iftira atmaya çalışmaktadırlar. Bu iftiraları atanlar, bunlara alet olanlar en hafif tabiriyle gaflet ve dalalet içindedirler. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, tüm bu hezeyanlara ve kara propaganda çabalarına rağmen dün olduğu gibi bugün de terör örgütlerine karşı mücadelesini uluslararası hukuk ve milli, manevi, insani değerlerimiz çerçevesinde azim ve kararlılıkla sürdürmektedir, sürdürecektir,” dendi