Avrupa bankacılık sisteminin krizle mücadele reçetesi
Çoğumuz bankacılık ya da bankacılık birliği gibi kelimeleri duyduğumuzda hayatımıza etkisi olmadığını düşündüğümüz için aldırış etmeyiz.
Çoğumuz bankacılık ya da bankacılık birliği gibi kelimeleri duyduğumuzda hayatımıza etkisi olmadığını düşündüğümüz için aldırış etmeyiz.
Ben Maithreyi Seetharaman. Bu hafta Real Economy’de Avrupa bankacılık sistemindeki değişimleri inceleyeceğiz. Yeni düzenlemeler bankacılığı daha güvenli hale getiriyor mu? Size ve bana daha fazla borç verebiliyor mu? Vergi mükellefleri üzerindeki yükü azaltıyor mu?
Hepimizin bildiği zor zamanlardan geçen krizdeki bankalar iş dünyasına ve sizlere borç vermekte zorlanıyor. Bankaların gerçek ekonomiye kredi vermesini teşvik eden yeni düzenlemeyle ilgili bilgi almak üzere Brüksel’deyiz. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis konuğumuz. O, Euro ve mali istikrar politikasından sorumlu
“Bu yeni düzenlemeler nedir? Açıklar mısınız?”
Valdis Dombrovskis, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı
“Eğer işler yolunda gitmezse vergi mükellefleri bankacılık sisteminin hatalarından dolayı ilk ödeyen konumunda olmayacak. İkinci olarak da Avrupa bankacılık sektöründeki çeşitliliği korumak ve daha geniş alanda borç vermeyi sağlamak. Sistematik olarak önemli küresel bankaların yeterli kaynakları var böylece işler yolunda gitmezse onlar sorunu çözebilir. Aynı zamanda ekonomiye, özellikle küçük ve orta boy işletmelere kredi vermeyi nasıl kolaylaştırırız bunun çözümü için düzenlemeler yaptık.
Euronews:
“Bankalarımızın daha fazla kredi vermesi konusunda vatandaşlara güvence veren herhangi bir özel bir şeyler var mı?”
Valdis Dombrovskis:
“Net istikrarlı fonlama oranı, ticaret defterinin temel olarak gözden geçirilmesi gibi öneriler var. Bu önlemler bankacılık sektöründeki riskleri azaltmak için var. Riskleri azaltırken kredi vermeyi nasıl kolaylaştırdığımızı görmek durumundayız. Yasa değişikliğiyle hedeflediğimiz alanlardan birisi, örneğin küçük ve orta boy işletmelere borç veren bankaların sermaye ve diğer gereksinimlerini azalmak var. Aynı şey farklı finans piyasası oyuncularının altyapı projelerine ya da altyapı şirketlerine mali destek sağladığında da geçerli.”
Euronews:
“Avrupa bankaları ile ayrıntılı müzakereler sonunda bu teklifler çıktı. Son bir kaç yıldaki stres testleri ile düzenlemeler yapıldı. Ancak küçük ve orta boy işletmeler borç alma konusunda hala zorlanıyor. Yatırımcılar bankaların sağlığı konusunda endişeli görünüyor.
Guillaume Desjardins, Euronews:
“Temmuz ayında yapılan stres testinden sonra bankaların durumunun iyi olduğunu düşündüm. Onlar Avrupa bankacılık sistemine göre takip ediliyor. Benim bankamda hala işler yolunda mı diye merak ediyorum. Burada herkes sakin görünüyor. Ancak yatırımcılar neden endişeli. Yılın başından bu yana banka hisseleri yükseliyor.
Kötü performanslı İtalyan bankaları ve en büyük Avrupa bankaları cezalandırılması Pascal Bernachon gibi yatırıcıları da belirsizliğe sürüklüyor.
“Bankaların içine baktığımızda onların sonuçları yeşil alanda mı?”
Pascal Bernachon, KBL Richelieu Yöneticisi:
“Bankaların karlılığı daha önceki dönemlerle kıyaslandığında eski oranların altında. Peki niçin? Düzenleme açısından baktığımızda olumsuz bir faktör olduğunu görüyoruz. İkinci faktör olarak şirketler,sadece bankacılık sitemi içinde değil aynı zamanda piyasadan doğrudan fon bulmaya başladı. Ayrıca geçmişten kalan şeyleri de görüyoruz. Deutsche Bank’ı gösteriyordunuz. Bu bankanın sözde 15 milyar Dolar cezaya çarptırıldığını unutmayalım.”
Euronews:
“Avrupa’daki bu bankalardan 13’ü çok büyük ve çok önemli. Bu yüzden dolayı onların bu şekilde batmasına izin veremeyiz. Onlar ‘sistematik bankalar’ olarak adlandırılıyor. Bunun anlamı bir sorun olduğunda vergi mükellefleri ödemeyi yapacak kişi oluyor.”
Ekonomik büyümedeki borçlanmayla vergi mükellefi borcunu nasıl dengeliyorsunuz? Bunun cevabını almak üzere Avrupa Bankacılık Otoritesi’nden Piers Haben ile görüştük:
“Bankalarla ilgili bilgi, bu bankaların kendileri eski problemlerini çözdükleri ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru adım attıkları sürece anahtar konumda bulunur. Bütün çalışmalar bize gösteriyor ki, iyi sermayelendirilmiş bankalar iyi ve kötü zamanlarda borç verebilir pozisyonda oluyor. Zayıf sermayelendirilmiş bir banka gerçek ekonomide kredi sağlama kapasitesine sahip değildir.
Maithreyi: Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis.hala bizimle.
Euronews:
“Bu yeni teklifler bankacılık sisteminde kredi verme sistemine nasıl etkide bulunacak. Ulusal hükumetlerin buna tepkisi nasıl?
Dombrovskis:
“İlk olarak bankaların reel ekonomiye borç vermeleri ortada. Onlar ayrıca bu finansmanı öncelikle çekmeli. Önerilerimizden bir tanesi bankaların kaynaklarını arttırması zorunluluğunu ortaya koyuyor. Bizim söylediğimiz, bankaların yeterince kreditörleri olmalı. Gerekli olduğu zamanlarda bankaların kayıplarını absorbe edecek bir sistem bu. İşte bu yüzden bu sisteme ‘bailed in’ diyoruz. Bu, vergi mükellefleri tarafından verilen kamu kaynaklı finansmanın karşıtı bir yapı.”
Euronews:
“Bu düzenlemelerin Avrupa bankalarını güçlendireceğini düşünüyor musunuz?”
Dombrovskis:
“Basel 3 düzenlenmesinin tamamlanması, temel sermaye yükümlülüklerinin bütünüyle arttırılmasına yol açmamalı. İlk olarak güçlü ve istikrarlı bir bankacılık sistemine ihtiyacımız var. Krizden önceki modele dönmemek gerekiyor. Liberalleştirme ve bankaların aşırı risk alması gibi durumlardan bahsediyorum. Birçok ülkede bankacılık sektöründe hala yüksek oranda takipteki kredileri görüyoruz. Sorunu çözmek için, bankaların yeni kredi vermesinin önüne geçmek için bu ülkelerle yakın işbirliği içinde çalışıyoruz.
Euronews:
“Bunun nihayetinde herkesi Avrupa Mevduat Sigorta Sisteminin (EDIS) konusunda ikna edeceğini düşünüyor musunuz?”
Dombrovskis:
“Bizim halihazırda tek denetim sistemimiz var. Tek karar mekanizması ve Avrupa Mevduat Sigortası Programı, bankacılık birliğinde üçüncü sütunu oluşturuyor. Risk azaltma önlemlerimiz ve Avrupa Mevduat Sigorta Sistemi konusunda bir sonuca ulaşabileceğimizi umuyorum.”