ABD ve Avrupa’da alkolün yol açtığı ölümler artıyor
Uzmanlar alkol tüketiminin kansere yakalanma riskini önemli ölçüde artırdığını ve bu hastalığın en az yedi türüne neden olduğunu belirtiyor.
Avrupa’da ve Amerika Birleşik Devletleri’nde alkole bağlı ölümlerin arttığına dikkat çeken uzmanlar, yetkilileri konuyla ilgili önlemler almaya çağırıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Avrupa Birliği istatistik kurumu Eurostat’ın çeşitli verilerine göre, alkole bağlı ölümler Avrupa ülkelerinde yüksek seviyelerde seyretmeye devam ediyor.
En son Küresel Hastalık Yükü Çalışmasının verilerine göre, Avrupa’da her 100 bin kişide alkole bağlı en yüksek ölüm oranları Rusya, Ukrayna ve Belarus’ta görülüyor.
AB’de alkole bağlı ölümlerin en yüksek olduğu ülke Bulgaristan, en düşük olduğu ülke ise Malta.
DSÖ’nün Avrupa bölge ofisi, 2019 yılında Avrupa’da her gün yaklaşık 800 kişinin alkole bağlı nedenlerden öldüğünü ve genç yetişkinler arasındaki her dört ölümden birinin alkol kullanımından kaynaklandığını bildirdi.
Eurostat’ın 2011’den 2020’ye kadar 27 AB ülkesine ilişkin verilerine göre, kötü huylu neoplazmlar, karaciğer hastalıkları ve ruhsal bozukluklar da dahil olmak üzere alkole bağlı dört ölüm nedeni bu süre zarfında hafif bir düşüş gösterdi.
DSÖ’ye göre 2010-2016 yılları arasında AB’de alkole bağlı ölümlerde de küçük bir azalma oldu.
DSÖ Avrupa Bölge Ofisi’nde alkol, yasa dışı uyuşturucular ve cezaevi sağlığı konusunda bölgesel danışman olan Dr. Carina Ferreira-Borges’e göre, Orta Asya’nın bazı bölümlerini de içeren Avrupa bölgesinde, “alkol tüketimi son on yıllarda özellikle bölgenin doğu kesiminde azalıyor.
Batı Avrupa’da ise seviyeler aynı kalırken bazı ülkelerde tüketim arttı, bazılarında ise azaldı.
Ferreira-Borges, genel ölüm oranlarının genel ekonomik iyileşmelerle bağlantılı olduğunu ve bölge genelinde ekonomik durum iyileştikçe, alkole bağlı ölümler de dahil olmak üzere ölüm oranlarının biraz azaldığını kaydetti.
“Bu durum salgın hastalıkların, savaşların ve diğer faktörlerin etkisiyle değişebilir” diyen Borges, bu durumun ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini de belirtti.
Eurostat verilerine göre, AB ülkelerinde alkol tüketiminin neden olduğu kronik karaciğer hastalığı 2011 ve 2020 yılları arasında aynı seviyede kalırken, alkol kullanımıyla ilgili zihinsel ve davranışsal bozukluklardan kaynaklanan ölümler hafif bir arttı.
‘Kadınların içki tüketimi erkeklerle paralel hale geliyor’
Genel olarak, erkeklerin alkol tüketimi ve alkole bağlı ölüm oranları kadınlardan daha yüksek, ancak ABD’de yakın zamanda yapılan bir araştırma, alkole bağlı ölüm oranının kadınlarda erkeklerden daha hızlı arttığını ortaya koyuyor.
Alkol tüketim alışkanlıklarını inceleyen uzmanlar, kadınlar arasında değişen sosyal alışkanlıklar nedeniyle bu bulgunun şaşırtıcı olmadığını söyledi.
İngiltere’deki Teesside Üniversitesi’nde alkol ve halk sağlığı araştırmaları profesörü olan Dorothy Newbury-Birch, “Orta yaşlı kadınların (40-50 yaş arası) daha fazla içtiğini bir süredir biliyoruz.” dedi.
Alkol tüketiminin kadınlar için sosyal olarak daha kabul edilebilir hale geldiğini ve işten sonra rahatlama kültürünün oluştuğunu belirten Newbury-Birch, alkol endüstrisinin pazarlamasının da buna katkıda bulunduğunu ifade etti.
Newbury-Birch, bu durumun “kadınların içki tüketiminin erkeklerle daha paralel hale gelmesine” bağlı olabileceğini söyledi.
Ancak Ferreira-Borges’a göre, alkol tüketim seviyelerinin ve ölüm oranlarının son 10 yılda arttığı ABD’de durum farklı.
Ferreira-Borges, yine de kadınlar alkol tüketimi nedeniyle erkeklerle aynı sağlık sonuçlarını yaşayacak olsa da, özellikle kadınlar için “alkol tüketimindeki artışlar meme kanseri vakalarında da artış anlamına gelecektir” dedi.
Ferreira-Borges, “Burada dikkat edilmesi gereken nokta, kanserin gelişmesi zaman aldığı için bu tür artışların hemen değil, önümüzdeki on yıl içinde gözlemleneceğidir” diye konuştu.
İnsanları içki içtikleri için damgalamamanın önemli olduğunu belirten Newbury-Birch, “Belirli yaş gruplarında, belirli kültür gruplarında artıyor olsa da, bu gruptaki herkes bunu yapmıyor. Her orta yaşlı kadın çok fazla içki içmiyor” dedi.
‘Güvenli alkol seviyesi yok’
DSÖ, ocak ayında yaptığı açıklamada, bilim insanlarının alkol tüketimi için sağlık açısından risk oluşturmayan güvenli bir eşik değer belirleyemediklerini kaydetti.
Örgüt, alkol tüketiminin kansere yakalanma riskini önemli ölçüde artırdığını ve en az yedi kanser türüne neden olduğunu belirtti.
Ferreira-Borges, “Güvenli bir alkol kullanım düzeyinden söz edemeyiz. Ne kadar içtiğiniz önemli değil, içen kişinin sağlığına yönelik risk, herhangi bir alkollü içeceğin ilk damlasından itibaren başlar” dedi .
Bu durum 2018 yılında Lancet dergisinde yayınlanan küresel analizde de ifade edildi.
Alkol kullanımının 2016 yılında ölümlerde yedinci önde gelen risk faktörü olduğu ve kadın ölümlerinin yüzde 2,2’sini, erkek ölümlerinin ise yüzde 6,8’ini oluşturduğu tespit edildi.
Dünyanın en büyük alkol tüketicisi olan Avrupa bölgesi, aynı zamanda alkole bağlı ölümlerin en fazla yaşandığı bölge.
Alkole bağlı ölümler nasıl önlenebilir?
Euronews Next’e konuşan uzmanlar, hükümetlerin alkol politikaları konusunda daha uzun vadeli düşünmeleri gerektiğini söyledi.
Fransa’da kısa süre önce yayınlanan bir rapora göre hükümet, alkol ve tütün kullanımından kaynaklanan can kayıpları ve önlem harcamaları nedeniyle, bu ürünlerden alınan vergilerden kazandığından daha fazla para kaybediyor.
Fransa Uyuşturucu ve Bağımlılık Eğilimleri Gözlemevi’nin (OFDT) analizine göre, yasal uyuşturucu, tütün ve alkolün devlete fayda sağladığı fikri bu nedenle “temelsiz”.
Hükümetlerin yapabileceği şeyin, alkol için asgari bir birim maliyet uygulamak olduğunu belirten Newbury-Birch, “Alkolün ucuz olduğu yerlerde insanlar daha fazla içiyor. Buna hiç şüphe yok. Alkol ne kadar ucuzsa insanlar o kadar çok içiyor, ne kadar pahalıysa insanlar o kadar az içiyor” dedi.
2020’de yayınlanan bir çalışma, verileri karşılaştırmak için Kanada eyaletlerini kullanarak alkolün asgari birim fiyatlandırmasının alkol kullanımıyla ilgili ölümleri ve hastaneye yatışları önemli ölçüde azalttığını ortaya koydu.
Alkol birimi başına 1,50 Kanada doları (1,02 €) asgari fiyat uygulamasının tüketimi yüzde 4,4 oranında azalttığı ve alkole bağlı ölümleri yüzde 5,9 oranında azalttığı bulundu.
Pratisyen hekimler ya da hastanelerdeki kısa müdahaleler de dahil olmak üzere birincil ve ikincil önlemeye odaklanmanın da önemli olduğu belirtiliyor.
Newbury-Birch, “İnsanlar kendilerini bağımlı içiciler olarak görmedikleri için riskli veya zararlı olabilecek bir aralığa girdiklerinde şaşırıyorlar” dedi.
DSÖ, durumu iyileştirmek için alkol üzerindeki vergilerin artırılması, bulunabilirliğinin kısıtlanması ve pazarlanmasının yasaklanması dahil olmak üzere üç müdahale stratejisi belirledi.
Ferreira-Borges, “Alkol politikalarını halihazırda benimsemiş olan ve cesaret verici ilerlemeler kaydeden ülkelerin çabalarını takdir ediyoruz. Ancak, herhangi bir rehavet duygusundan kaçınmak ve Avrupa Bölgesini alkolden kaynaklanan zararlara karşı daha güvenli hale getirmek için çalışmaya devam etmek çok önemlidir.” dedi.